İnsanı üzen, olaylar değil bilakis olaylara yüklediği anlamlardır.

Dikkat kesil: Seni üzen, yıpratan ve acılar içinde kıvranmana sebep olan olayların ardında hiçbir hayrın emaresi yok mu? Elbette var. Yahut düşünmek istersen eğer, ruhuna huzur veren her olayın ardında kötücül bir fitne, umutsuzluk ve karamsarlık da bulabilirsin.

O halde, huzurunu ve sakinliğini, senden gayrı olan şeylerin değişmesine bağlama. Yalnızca bir şeyler değişirse eğer mutlu hissedebileceğine inanmayı bir kenara bırak; avuçlarında saklı olan güzellikleri görmeni engelleyen, gözlerindeki o kesif perdeleri kopartıp at.

Günlerine sinmiş olan ve sana sürekli bir şeyler yapmanı fısıldayan ruhlardan uzak ol. Onların, fiziki bir şeyler yapmış olmalarıyla mutluluğu ve haysiyeti bulguladıklarına dair söyledikleri yalanlarına kulaklarını kapat. Çünkü sen mekanik bir hayvan değilsin; sen, kendinle ve kendine has karakterinle buradasın, bir imtihandasın. Dağlarda ve güller açmış yollarda yürümekten haz alan bir ruha, koşması gerektiğini salık veren bir insan gafilin önde gideni değil midir?

Unutma: Her şeyin tekelleştiği, tekdüze olduğu bu hilkat garibesi çağın göbeğinde, ruhuna huzur verecek olan da sensin; ve, ondan huzuru alacak olan da.

Vesselam.