Felsefenin Öldürücü Etkileri

Söz konusu başlığı dikkatlice düşündüğümüzde, başlangıçta, akla gelebilecek her türlü sorunun cevaplanmasının gerekliliği göz önüne çıkacaktır. Çünkü bu başlık, temelinde içerdiği birkaç postulatı barındırmakta ve bu postulatlar neticesinde anlam kazanmaktadır. İlk olarak, başlık hakkında söylenmesi ve düşünülmesi gereken mesele, başlığın, felsefeyi barındırdığını ancak onu tanımlamayarak, felsefenin ne olduğuna dair sorularımızı cevapsız bıraktığını; lâkin felsefe hakkında … Felsefenin Öldürücü Etkileri yazısını okumaya devam et

Modern Kültürün Hegemonyası

Olduğum, olacağım ve olmak zorunda hissettiğim tüm halleri sırtıma bindiren, beni bu yaşam kervanında yorgun eyleyen her şeye elveda. Nedir bu, nasıl bir arayış, nasıl bir yıpranıştır çünkü? Sürekli olarak, bir şeyler yapmamız gerektiğini salık verenler, sürekli bir şeyler yapmanın geçici hazzıyla mı kandıracaklardı beni? Hayır. Yaşam, şöyle değil, böyledir diyenlere soruyorum bu soruyu. Ve … Modern Kültürün Hegemonyası yazısını okumaya devam et

Bir Gecede Ölünür Ansızın

İnsan, çift menşelidir. Bir tarafının özü zevk, arzu, aşırılık ve isyana temayülden ibaretken; diğer tarafı ise onu dinginliğe, sakinliğe, ölçülü olmaya ve nefsi terbiyeye doğru çeker. Biz insanlar, farkında olalım yahut olmayalım, bu iki zıt kutbun üzerinde kendimizi buluruz çoğu zaman. Bazıları, insanın kendisini terbiye etmesi gerektiğini salık veren içsel yönelimin daha çok dini olduğuna … Bir Gecede Ölünür Ansızın yazısını okumaya devam et

Sadrıma Şifadır

Hayat memat meseleleri, yeni bir iş, yeni heyecanlar derken yoğun günlerde buldum kendimi. Bu yüzden, birkaç gün oldu yazmayalı. Ama nereye gidersem gideyim, beni takip eden, ruhumla hoşbeş eden içsel bir sesim var; susmuyor, beni tahrik ediyor. Yaz, üret, sadrına şifa kelimeler sendedir, diyor o ses. Ve benim en azından birkaç cümleden de ibaret olsa, … Sadrıma Şifadır yazısını okumaya devam et

Ruhlarımızı Çalan

Modern çağın çocuklarıyız. Yaşamayı, sevmeyi, eğlenmeyi, mutlu olmayı; acıyı, ızdırabı ve kederi, kısacası her hissiyatı, öğütüyoruz. Çünkü bizler için var olan her şey, tüketilmesi gereken birer meta anlamına geliyor. Dolayısıyla, farkında olmaksızın kendi kendimizi ve başkalarını da öğütmemiz gerektiğine inanıyoruz. Yaşam, işte sana iyi hissetmen gereken şeyi sunuyorum, dediğinde, verilen şey her ne olursa olsun, … Ruhlarımızı Çalan yazısını okumaya devam et

Ben Bir Yusuf İdim

Bir vakitler, kendime bigâneydim. Kim olduğum, neliğim ve nedenlerim belirsiz ve yaşama dair tüm sorularımın cevapsız kaldığı zamanlarımı anımsıyor; anlam arzusuyla yanıp tutuşan ve her kalbin içinde bir sır gibi saklanan boşluğumu doldurmak için kalkıştığım arayışa, şimdilerde şükrediyorum. Arayış, yani kelimelerden münezzeh olanın, kelimelerden müteşekkil olana, yani insan soyuna bahşediverdiği o endişe ve acı verici … Ben Bir Yusuf İdim yazısını okumaya devam et

Zıddıyla Kâim Olan İnsan

Çoğu zaman, Allah’ın insanoğluna ilham yoluyla vahyettiğine dair okuduğum bazı dini rivayetlere güvenerek, ansızın aklıma gelen fikirlerimi önemsiyor, onları irdeliyor ve ders çıkarmaya gayret gösteriyorum. Bu minvalde, öğrenmem gereken ne vardı da ben bu düşünceye kapıldım, sorusuyla iştigal etmek; dermansız bildiğim hangi derdimin hangi çaresinin bana öğretildiğini irdelemek, cevapları bulamasam dahi bana huzur ve rahatlama … Zıddıyla Kâim Olan İnsan yazısını okumaya devam et

Sonbaharın Söyledikleri

Bu yorgunluklar dünyasında, insanın payına düşen yalnızca acı, elem ve ıstırap olamaz. Bunlar, kaçınılmazdır elbette. Ancak bu hisleri her hücremize kadar hissettiğimiz zamanlar, ardından daha büyük bir nimetin verileceğinin haberciliğini de üstlenir. Misal, dini olduğu düşünülen şu rivayet bu durumu daha açık bir biçimde ifade etmektedir: Her bela, kendisinden daha büyük bir belayı defeder. Hayat, … Sonbaharın Söyledikleri yazısını okumaya devam et

Yazmak Denilen

İnsanın kendisini iyi hissedebilmesi için, arzu ettiği ve kendisine değer vermesine sebep olacak eylemlere yönelmesi gerekir. Kimisi okuyarak, kimisi dinleyerek kimisi de yazarak; gündelik hayatın yorgunluğunu üzerinden atar, sakinleşir ve ferahlık hisseder. Fikrimce yazmak, okumayı, dinlemeyi ve elbette yazmayı içinde barındıran yegane eylemlerden bir tanesidir. Yazarken, yazdığımızı okumakla kalmaz aynı zamanda seslendirerek, estetik açıdan uygunluğunu … Yazmak Denilen yazısını okumaya devam et

Allah’ın Kulu Olarak Sanatkâr Olmak

Bir tarafta Michelangelo’nun freskleri, Picasso’nun eşsiz tabloları; diğer tarafta güzellemelerden ibaret şiirler, romanlar ve daha niceleri. Sanat, büyük bir hazine ve dolaysıyla büyük bir miras. Ben, Aliya İzzetbegoviç’in “Doğu Ve Batı Arasında İslam” adlı eserini okumadan evvel, sanatı yalnızca ruhsal bir arayış, dış dünyanın teknik bağlarından sıyrılma arzusu olarak değerlendiriyordum. Ancak, insan olarak değerimizin sorgulanmaya … Allah’ın Kulu Olarak Sanatkâr Olmak yazısını okumaya devam et

İnsanca, Pek İnsanca

Ne için yaşadığımız, ne adına öleceğimizi de belirliyor. Sahi, insan denilen varlığın ansızın, tüm gündelik koşuşturmalarını bir kenara bırakarak, sessiz ve mavi göğün doruklarında düşünmesi, ne için, neden yaşıyorum sorularının cevabını kendince bulması gerek. Zor ve fazlasıyla meşakkatli bu sualler denizine dalmak, ne kazandıracaktır insana, bilemiyorum. Ancak kaybettirmeyeceği aşikâr. Bizlere hayatımızı, belirli koşullar altında kendimizi … İnsanca, Pek İnsanca yazısını okumaya devam et

Sükût ve Şükür Üzerine

Semânın doruklarında, ruhlara tüm insani hislerin bahşedileceği o an, soyut, ölümlü ve ölümsüzlüğe haiz âcizane varlığıma, tüm hislere nazaran ekseriyetle karamsarlığın sunulduğunu, dudaklarımı yalayan soğuk metalden böğrüme akan yaşam şarabını içtikten, onu cennetvari bir içecek misali yudumladıktan çok sonraları hissediverdim.