Geçen sene, bu zaman. 3 Kasım’da. Tabir-i caizse, doğulu şivesiyle ‘askariya’dan çıkmış, evimin yolunu tutmuş gidiyordum. Aradan geçen bir senelik koca zaman diliminin bu kadar hızlı ve nankörce geçmesi, insanı düşündürmeden edemiyor.

Ömür, biz ölümden ne kadar kaçarsak kaçalım, ölüme doğru koşuyor. Geride bıraktıklarımızla, yanımıza aldıklarımızla sonsuza doğru debelenip gidiyoruz. Çocukluk yıllarında neşeyle geçen günlerin, dertsizliğin, tasasızlığın ansızın böylesine yok olmasıyla, artık “Asıl askerlik şimdi başlıyor,” dercesine, hayatın tam ortasındayım, nihayet.

Asıl askerlik şimdi mi başladı orası belki bilinmez; ancak, asıl hayat, insanlar ve günahkâr dünya, askeriyeyi bile özletebiliyor bazı zamanlar.

El pençe, yaşayacağız bir şekilde. Başka ne yapalım?

Enes Çakmak Avatar

Published by

Categories:

Yorum bırakın