Parmaklarım arasında inceden bir sigara, duman bir yana, ben bir yana.. Şehirler arası vedalardan yorgun, halsiz ve uykusuz kalmışım. Annemin, hislerimle zerrece buluşmayan insanları, görücü usulü karşıma sunduğu bir gecenin ardından, ne olacak benim bu halim, der gibiyim. Düşünceli ve muallak.

Eksik kalmışlığım yahut eksitilmişliğim ile baş başa; konu komşunun ezici çoğunluğu altında, sessizce, ürperiyorum. Heyecanlı bir fırçayı, devasa bir camı parçalarken buluyorum; ardından köpük, ardından su ve netliğe kavuşan, kocaman bir otobüs atlası. Koltuklar, şoför ve muavin; bakışıyoruz gündüzün sıcağında.

Yaklaşan saat, kollarımı dürtüyor. Ah şu karşımdaki şehitlik, mavilik ve anılarımdaki delilik; varlığımı çepeçevre sarmışlar, omuzlar üstünde taşınıyorum; omuzlar üstünde. Kendimi, duvarda yazılı kalmış umut rakamlar olarak tahayyül ediyordum; ancak şimdi, her şeye rağmen, nihayet doğan güneş dercesine mutluyum.

Enes Çakmak Avatar

Published by

Categories:

Yorum bırakın